Bu haftanın seçkisinde iki uzun çeviri var. İlki, TASS’ın hazırladığı Batının yaptırımlar dosyası. Kapsamlı araştırma, konuyu Türkiye’den takip edenler için de yararlı olacaktır. İkincisi ise Kommersant’ın, Rusya barışgücünün Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ topraklarından çekilmesiyle ilgili uzun analizi.
‘Batının yaptırım tarihi’
G7 maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının Washington’da 17 Nisan’da yaptığı ortak açıklamaya göre G7 ülkeleri kendi yargı alanlarındaki Rusya’ya ait dondurulmuş varlıkları Ukrayna’yı desteklemek için kullanma yollarını incelemeye devam edecekler. Ukrayna harekatının başlamasının ardından G7 ve AB ülkeleri Rusya Merkez Bankası’nın para ve menkul kıymet şeklinde yaklaşık 260 milyar avro (280 milyar dolar) varlığını dondurmuştu.
TASS, Batı ülkelerinin başka ülkelerin varlıklarını nasıl bloke ettiğine dair bir dosya hazırladı.
IRAK: Amerikan ordusu ve müttefiklerinin 2003 martında saldırısının ardından ABD başkanı G. W. Bush Irak’ın ABD topraklarında bulunan diplomatik olmayan varlıklarının müsaderesini emretti. Toplam 1,7 milyar dolar değerinde varlığa yaptırım getirildi; daha sonra bunların bir kısmı Iraklı devlet memurlarının maaş ödemelerine gitti.
İRAN: İslam devrimi sırasında İslamcı öğrencilerin Tahran’daki Amerikan büyükelçiliği çalışanlarını rehin almasından sonra 1979’da İran’ın ABD’deki varlıkları donduruldu. Bu sırada İran’ın Amerikan bankalarına yatırdığı 11 milyar dolar bloke edilmişti. (Bu, 1981’de rehine krizinin çözülmesinden sonra kısmen serbest bırakıldı.) O zamandan beri bu ülkeye yönelik yaptırımlar sürekli elden geçirildi: Bazı yasaklar kaldırılırken başka yasaklar sertleştirildi, yeni sınırlamalar getirildi. Bunların getirilme nedeni olarak terörizme destek, insan hakları ihlalleri, nükleer programının gelişmesi sayıldı. Washington 5 Şubat 2012’de İran hükümetinin ve (ABD topraklarında bulunması halinde) Merkez Bankası’nın bütün menkul varlıklarını İran’ın “nükleer silah yapma programının” finansmanını güçleştirmek için bloke etti. Bundan bir ay önce de AB, İran Merkez Bankası’nın varlıklarını “İran rejiminin nükleer silaha sahip olmasına izin vermemek” hedefiyle dondurmuştu. Toplamda, İran’ın 1979’da bloke edilen varlıklarının değeri 2015’te 100 milyar olarak tahmin ediliyordu (GSYH’nın dörtte biri). …
2015’te İran altı arabulucuyla… Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nı imzaladı. … Böylece İran’ın uluslararası varlıkları (büyük çoğunluğu MB’na ait) üzerindeki blokaj kaldırıldı. İran hükümeti bütün parayı hesaplardan çekmeyip emtia ödemesi olarak kullanacağını açıkladı. Ancak ABD 2018 mayısında anlaşmadan çıktı; 20 Eylül 2019’da da İran’a yaptırımlar yenilendi. İran’ın ABD’deki hesaplarında bulunan varlıklar (MB’nın kimi ülkelerdeki menkul varlıkları dışında) tekrar donduruldu. İran 2020’de ABD’nin talebiyle Lüksemburg’da dondurulan 1,6 milyar dolara erişimi tekrar kazanmayı başardı. 2022 nisanında bir dizi ülkeyle (hangi ülkeler olduğu belirtilmedi), bu ülkelerin bankalarında ABD’nin talebiyle dondurulan 7 milyar dolar varlığın blokajının kaldırılması anlaşmasına varıldı. 2023 eylülünde Tahran’la Washington arasında tutukluların takası anlaşması kapsamında Güney Kore’de dondurulan 5,9 milyar dolar varlığın geri verilmesine dair mutabakata varıldı. Bunlar sadece gıda, ilaç, tıbbi cihaz ve tarım ürünü almak şartıyla Katar bankalarına aktarıldı. Ama 12 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısından sonra, ABD ve Katar İran’ın bu paraya erişimine izin vermemekte anlaştı. …
LİBYA: ABD, 25 Şubat 2011’de İran’daki kitlesel protestoların baskısıyla Kaddafi hükümetine karşı MB ve varlık fonu (Libya Yatırım İdaresi) hesaplarını dondurdu. 8 Mart’ta yaptırımlara AB de katıldı. Ekimde Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra… yaptırımlar gevşetildi, ama farklı siyasi güçler arasında halen devam eden iktidar mücadelesi mali kaynakların blokajının kaldırılmasına imkan vermedi. Libya Yatırın İdaresi verilerine göre 2020 itibariyle dondurulan varlıkların toplamı 68 milyar dolardı ve bunun 34 milyar doları ABD’de, 15 milyar doları Britanya’da ve 15 milyar doları da Belçika’da bulunuyordu.
SURİYE: Washington 18 Ağustos 2011’de… Suriye Merkez Bankası’nın ABD’deki varlıklarını dondurdu (dondurulan varlıklarla ilgili veriler yayınlanmadı). 27 Kasım 2011’de Arap Birliği, Suriye MB ile bütün işlemlerin kesildiğini ve Suriye hükümetinin Arap ülkelerindeki varlıklarının dondurulduğunu açıkladı. 30 Kasım’da Türkiye, 27 Şubat 2012’de AB, 5 Mart’ta da Kanada benzer tedbirler aldı. Medyadaki haberlere göre dondurulan varlıkların toplamı birkaç yüz milyon dolar.
VENEZUELA: Bu ülkenin altın rezervleriyle işlemlerini bloke etmeye yönelik yaptırımlar Maduro’nun 2018’de ikinci dönem başkanlığa seçilmesiyle getirildi. … 2018 kasımında ABD, Venezuela’nın altın rezerviyle işlemlerini dondurdu; 2019 ağustosunda bu ülkenin bütün devlet varlıklarının… bloke edildiği kararını açıkladı. Venezuela İngiltere MB’ndaki altın rezervlerinin dondurulabileceği düşüncesiyle bunun bir kısmı olan 550 milyon dolar tutarında 14 ton altını almak istedi. Britanya MB’nda Venezuela’nın toplam 31 ton (1,95 milyar dolar) altın rezervi bulunuyor. Banka ret cevabı verince Venezuela Londra’da Yüksek Mahkeme’de dava açtı; ancak o da Britanya’nın Maduro’yu devlet başkanı olarak tanımadığı gerekçesiyle talebi reddetti. … Maduro’nun dediğine göre 2022 sonu itibariyle Batı bankalarında Venezuela’ya ait 30 milyar dolar dondurulmuş durumdaydı.
AFGANİSTAN: 2021 ağustosunda Afganistan’da Taliban’ın iktidara gelmesinden sonra Washington bu ülkenin ABD bankalarındaki 7 milyar dolar varlığını bloke etti. Amerikan yönetimi, bunun yarısını serbest bırakırken kalanına 11 Eylül kurbanlarının tazminatı için el koyacağını açıkladı. 2022 eylülünde ABD 3,5 milyar doları İsviçre emanet fonuna aktarma kararı aldı; bunun bir kısmı Afganistan ekonomisinin istikrarı için kullanılacak (ancak Taliban hükümetinin etrafından dolanarak). (TASS, 18 Nisan)
‘Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin geleceği’
Rusya ve Azerbaycan resmi makamları 17 Nisan’da teyit ettiler: Rusya barışgücü, geçen yıl tamamen Bakü’nün kontrolüne giren Karabağ’dan ayrılıyor. Bu ayrılış farklı görüş açılarından bir kilometretaşı: birincisi, Karabağ meselesi tamamen kapandı; ikincisi, Rusya barışgücü bir post-Sovyet devletinin topraklarından ilk defa gönüllü olarak ayrılıyor. …
Azerbaycan devlet başkanının yardımcısı Hikmet Gaciyev 17 Nisan’da Azerbaycan medyasına şu açıklamayı yaptı: “Her iki ülkenin en üst düzey yönetimleri tarafından Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında 10 Kasım 2020’de imzalanan üçlü açıklama uyarınca geçici olarak konuşlandırılmış olan Rusya Federasyonu barış gücünün ülkemiz topraklarından öngörülenden önce çıkması kararı alınmıştır. Süreç başladı; Azerbaycan ve Rusya savunma bakanlıkları verilen kararın hayata geçmesi için gerekli tedbirleri alıyor.”
Rusya başkanının basın sekreteri Dmitriy Peskov da basın brifingi sırasında barışgücünün çıkması konusuna tek bir cümleyle değindi: “Evet, gerçekten öyle.”
Gaciyev’in ve Peskov’un açıklamaları barışgücünün ayrılacağını teyit etmiş olsa da birçok soru işareti bıraktı.
Rusya’nın Azerbaycan’daki askeri varlığını ne zaman sona erdireceği henüz bilinmiyor.
Bütün personelin mi ayrılacağı yoksa bir kısmının mesela Azerbaycan tarafında mayınların temizlenmesinde (barışgücü 2020’den beri bu konuda epey çalışma yaptı) işbirliği için kalıp kalmayacağı sorusu da cevapsız. …
Keza, Azerbaycan’ın Agdam rayonunda konuşlandırılmış olan Dağlık Karabağ çatışma bölgesinde ateşkes rejimini ve bütün askeri faaliyetleri kontrol için Rusya-Türkiye ortak merkezinin kaderi de belirsiz. …
Karabağ barışgücü operasyonu Rusya ordusunun eski SSCB topraklarındaki dördüncü operasyonu.
Daha önce barışgücü Gürcistan-Abhazya ve Gürcistan-Osetya çatışma bölgelerinde ve Transdinyester’de çalışmıştı.
Ve bu operasyonların hiçbiri bölgeden ayrılmakla bitmemişti. Abhazya ve Güney Osetya 2008’de, Gürcistan’la savaştan sonra Rusya tarafından bağımsız devletler olarak kabul edilmişti; bunların topraklarında Rusya askeri üsleri kurulmuştu. 2004-2008 arasında Gürcistan-Osetya çatışma bölgesinde barışın korunması karma güçleri komutanlığı yapan Marat Kulahmetov 2017’de Rusya’nın Güney Osetya büyükelçisi oldu ve halen bu görevde.
Rusya barışgücü 1992’den beri Transdinyester’de. Bu operasyon üç taraflı: Moldova ve Transdinyester askeri personelinin katılımıyla sürüyor. Moskova barışgücünün çekilmesini Dinyester bölgesinde çatışmanın kalıcı siyasi çözümü şartına bağlıyor ve barışgücü operasyonunun da askerlerin yerine uluslararası polis gücünün konulacağı barış-destek operasyonuna çevrilmesi fikrini reddediyor. …
2023 eylülünde Bakü’nün bir yıldırım harekatıyla bütün Karabağ’ı kontrolü altına almasının ardından Azerbaycan ve Rusya barış gücünün 2025’e kadar kalacağı ve bundan sonra çekileceğine dair anlayış birliğine vardılar. Bakü merkezli Kafkas Siyasi Analiz Merkezi müdürü Ahmed Alili’ye göre, “Bu konunun 2025’e kadar gündeme gelmeyeceği düşünülüyordu.”
Bakü resmi olarak Karabağ çatışması çözüldüğüne göre Rusya’nın da barışgücü operasyonuna son vermesi gerektiğini hiç söylemedi. Sadece barışgücünün Azerbaycan topraklarında 2025 kasımına kadar kalacağı vurgulandı. Rusya askeri personelinin öngörülenden önce ayrılması, Moskova ve Bakü’nün kamuoyuna açıklamadığı bir mutabakata vardığı düşüncesini akla getiriyor. Alili şöyle diyor: “Kamuoyunun bilmediği bazı unsurlar var, sanırım bunlar kendilerini gösterecektir. Ayrıntıları daha sonra öğreneceğiz.”
Ermenistan Uygulamalı Siyasi Araştırmalar Enstitüsü’nden Sergey Melkonyan’a göre: “Mesele, Bakü’nün buna karşılık ne vaat ettiği.” Bu çerçevede Moskova’nın uzun zamandır Azerbaycan’ın Avrasya Ekonomik Topluluğu’na katılmasını istediğini hatırlatıyor. Geçen mayısta İlham Aliyev topluluğun Moskova’daki genişletilmiş toplantısına katılmış… Ermenistan’la barış anlaşmasının imzalanmasından sonra Bakü’nün ittifakla tam kapsamlı işbirliğine girebileceğini söylemişti. …
Melkonyan şöyle diyor:
“Bu yüzde yüz sadece Bakü ve Türkiye’ye yarıyor. Orada sadece Azerbaycan ve Türkiye kuvvetleri kaldı. Rusya-Türkiye izleme merkezinin geleceği bilinmiyor. Rusya Azerbaycan’daki varlığını kaybetti, Ermenistan’daki varlığı da azalıyor.”
Ahmet Alili de Rusya ve Azerbaycan ilişkilerinde tamamen yeni bir tarihin başladığına işaret ediyor: “SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya’nın o zamanki savunma bakanı Pavel Graçev’in Ermenilere yakınlığı ve sonra Ermenistan’ın RF ile askeri işbirliğinde olması ve Rusya silahlarının fiilen parasız gelmesi Bakü’de rahatsızlık yaratmıştı. Sonra Ermenistan’da Rusya barışgücü birliğinin bulunması da rahatsızlık unsuru oldu. Bugünse tamamen yeni bir durum var. Birilerinin askeri adım atabileceğinden endişe etmeden en çok istikamette birlikte çalışmak mümkün. Bu, Bakü ile Moskova arasındaki ilişkilerde tamamen yeni bir durum. Beyaz bir sayfa açılıyor. İşbirliği için problem yaratabilecek unsurlar çıktı.” …
Sergey Melkonyan ise başka bir ayrıntıya dikkat çekiyor ve barışgücünün ayrılmasının Ermenilerin Karabağ’a dönmesi fikrinden vazgeçilmesi anlamına geldiğini düşünüyor. Melkonyan’a göre bunu ancak “sahada” bulunanlar gerçekleştirebilir. (V. Solovyev / Kommersant, 18 Nisan)